“Filozoflar şimdiye kadar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumladılar, oysa asıl olan dünyayı değiştirmektir.” Marksizmin ustaları bu sözlerle devrimci değişimi, bazen yorumlamanın önüne koydular.

Oysa bugün değiştirme gayretleri bir yana, dünyayı yorumlamanın hakkı yeterince verilmiyor. Dünyayı yorumlamadan yani “devrimci teori olmadan, devrimci pratik olmaz.”

Marks ve Lenin düşüncesinin parlayan kılıcı, yaşanan teorik düğümleri bir kez daha kesip atmalıdır. Bir kez daha sınıf savaşımının yolunu, aklın ışığı aydınlatacak.

Daima diyoruz.

Bilmenin ve uygulamanın, öğrenmenin ve mücadele etmenin daima süreceğini ilan ediyoruz.

İlk sayısını 2011 yılında basılı formda yayınladığımız Daima dergisini yeni iletişim koşullarına uyarladık.

Web sitemizde ve sosyal medya hesaplarımızda önceki iki sayımızda yayımladığımız yazılarımıza ulaşabilirsiniz. Onlar hala güncelliğini koruyor. İlk sayımızda krizi incelemiştik. İkinci sayımızda ise seçimleri ele aldık.

Bundan sonra yolumuza dosyalar hazırlayarak devam etmeyeceğiz. Hızla gelişen olayları Marksizmin ve Leninizmin ışığı altında sıcağı sıcağına yorumlayacağız.

Hem kuramsal boşluğu dolduracağız hem de yeni Marksist Leninist kuşakların yetiştirilmesine katkı sunacağız.

Teorinin grisini yaşamın yeşiliyle buluşturmak dileğiyle…

Daima Dergisi Yazı Kurulu

Gezi Direnişi

Gezi’de Direnişin Tarihini Yazdık

,
28 Mayıs 2013

Bu yazı 5 Haziran 2013 tarihinde Yarın Haber’de yayımlanmıştır.

Sloganlarla, yıllardır biriken öfkeyle, biriken direnişlerle, Gezi direniş tarihini yazdık.

Türkiye umutsuz olmadığını, yasaklarla susturulamayacağını, AKP sultası ile yaşamının esir edilemeyeceğini gösterdi.

Milyonlar “FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA, HÜKÜMET İSTİFA” diye haykırarak büyük bir çığır açtı.

Artık hakkını istemek, bir araya gelmek, el ele vermek, eyleme geçmek hepimizin doğasında olacak.

Halk kazandı, saldıranlar kaybetti.

İnsanlık kazandı, AVM’ler kaybetti.

Doğayı koruyanlar kazandı, yok etmek isteyenler kaybetti.

Hakkını isteyenler kazandı, her yeri gaza boğan Muammer Güler kaybetti.

Çapulcular kazandı, Tayyip Erdoğan kaybetti.

Büyük bir uyanışı elbirliği ile gerçekleştirdik.

Kendi ellerimizle ve aklımızla yarattık.

Şimdi yarattığımızı akla uygun yönetme vaktidir.

Kaybetmeye izin vermeden kazanmaya devam etme vaktidir.

Üreten bizlersek yönetimi de almaya doğru yürüme vaktidir.

Başbakan çaresizlik içinde kaçtığı yurtdışına giderken hala garanti zannettiği % 50 oyu ile bu çığlığı tehdit ediyor. Ona oy verenleri zor tutuyormuş.

Sen acaba bundan sonra kaç tane oy alabileceksin Tayyip Erdoğan?

Halkı halka düşman mı etmek istiyorsun Tayyip Erdoğan?

Halkı halka mı kırdırmak istiyordun Tayyip Erdoğan?

Hani sen her düşünceye seslenirdin Tayyip Erdoğan?

İşine gelmedi itiraf etmiyorsun Tayyip Erdoğan!

Halkından özür dileme erdemine bile erişemeyecek bir başbakan Tayyip Erdoğan!

Sen sana oy veren kesimlerin de içinde olduğu halkına çapulcu dedin Tayyip Erdoğan!

Sandıkta da kaybetmeye mahkûmsun Erdoğan!

Başbakan’ın yaveri zamanında zalim vali olarak konuşan şimdinin zalim İçişleri Bakanı Muammer Güler konuşuyor.

Yıllar önce 1 Mayıs alanını halka yasaklayan ama direnişler sonucunda vermek zorunda kalan Muammer Güler konuşuyor.

70 milyon TL zarar varmış, kendisinin hiçbir suçu yokmuş.

Sizin sessiz sedasız ekonomiye verdiğiniz trilyonlarca zararı konuşacağımız günler de gelecek.

Yasadışı olanlara dikkat çekiyor tam bir darbeci ağzıyla.

Kanunsuz ve hukuksuz olanlar ta kendileri.

Gezideki ağaçların kesilmesinden tutun, toplantı ve yürüyüş hakkının ihlal edilmesinden ölüme varacak saldırı yapmalarına, kaybettiğimiz kardeşlerimize kadar hukuk dışı olanlar ve en ağır ceza alması gereken devletin ta kendisidir.

Hayatlarının baharında hepimiz adına direnirken kaybettiğimiz üç kardeşimizin Antakya’da Abdullah Cömert, İstanbul’da Mehmet Ayvalıtaş, Ankara’da Ethem Sarısülük’ün hesabını verecekler.

Belediye Başkanı, İstanbul Valisi, saldırı yapan illerin valileri, İçişleri Bakanı, Başbakan hesap vermelidir.

Büyük bir kaygı ve telaşla Bülent Arınç özür diledi.

Ağaç severlerle direnenleri ayırmaya yekvücut olan büyük direnişe dil uzatmaya çalışıyor.

Onca polise onca zalimliği yaptıktan sonra “hatalar oldu efendim affedin” diyor. Ne kadar basit sanıyorlar yanılıyorlar.

Halk bu direnişi de gördü sizin zalimliğinizi de gördü.

Artık AKP için çok geç!

Taleplerimizi Gezi Parkı’ndaki devam eden direnişimizde ortaklaştırdık.

Cumhurbaşkanı ile, Bülent Arınç ile görüşmeler yapıldı. Sonuna kadar haklarımızın peşinde olacağız.

Taksim’de yürüyüşlerimizi yapmaya haykırmaya devam edeceğiz.

Sadece Galatasaray taraftarı değil herkes Taksim’de rahatça yürüyecek.

Gezi Parkı 7’den 70’e yıllanmış ağaçları ile herkesi ağırlamaya devam edecek.

Gaz bombaları her yerde yasaklanacak.

Bundan sonra eylemler de, meydanlar da daha fazla bizim olacak.

Devletin erkânı, kolluğu saldırılarına devam edemeyecek.

AVM’sini de, yasaklarını da alıp gidecek.

Taksim bizimdi, bizim kalacak.

SON GÖNDERİ